Havalar soğudu. Kazaklar çıktı, pencereler kapandı, kombiler yandı. Ve biz, bir kez daha kışa “merhaba” derken… mikrop da bize “günaydın” dedi! Kışın en büyük hatamız, sıcacık ortamı sadece konfor sanmak. Oysa sıcak odalar yalnızca bizi değil, virüsleri de yaşatıyor. Isınan oda, kuruyan hava, azalan nem derken virüs “Oh be, tam bana göre ortam!” diyor. Evde, ofiste, otelde, kafede… herkes aynı telaşta: “Camı kapat, cereyan yapmasın!” Ama kimse demiyor ki, “Aç şu pencereyi, b

Cumhuriyet sadece bir yönetim biçimi değildir… Bir uyanıştır! Bir ayağa kalkıştır! Bir “biz de varız!” deyişidir! Misafir geldiğinde ayağa kalkıp gülümseyen, yurdunu anlatırken göğsü kabaran bir milletin adıdır Cumhuriyet. 1933’te Bursa’da Belediye Reisi Atatürk’e der ki: “Paşam, kaplıcalarımız var ama otelimiz yok.” Atatürk durur, gözlerinin içiyle cevap verir:“ Otel yapınız efendim. Otel bir binadan ibaret değildir; medeniyetin kapısıdır.” Ne söz ama! Bir cümleyle hem gelec

Turizm dünyasında yeni bir kavram var:  shoulder season . Yani yazın kalabalığı ile kışın sessizliği arasında kalan o özel dönem. Ve Didim … Bu dönemde sessiz bir yıldız gibi parlıyor. Yazın kavurucu sıcağı geride kaldı. Kışın serinliği henüz gelmedi. Altın plajlar, berrak koylar ve Ege’nin hafif esintisi… Huzur tam burada. Kalabalık yok. Gürültü yok. Sadece sen ve deniz. Shoulder season, aşırı turizmden kaçanlar için biçilmiş kaftan. Apollon Tapınağı’nın ihtişamlı sütunları.